top of page

Online Dünyada Kendin Olabilmek


Online dünyada iş yapan ve içerik üreten biri olarak sık sık yolunuzu şaşırmanızın, paylaşma şevkinizi kaybetmenizin arkasında tek bir şey var: Kabul edilmek için kendini azaltmak.


Oysa ki, başkalarının müdahalesi olmadan karar verme özgürlüğümüzü, istemediğimiz halde tavsiye verenleri reddetme hakkımızı, kısaca kişisel alanımızın sınırlarını sağlıklı bir şekilde ortaya koymaz ve korumazsak, tıpkı çitleri olmayan bir bahçe gibi herkese alanımıza geçiş hakkı tanımış oluruz.

Hayır diyebilmenin özgürleştirici gücü

Bana danışan ya da öğrencilerimden gelen soruların çoğu, aslında farkında olmasalar da sınırlar ile ilgili: "Bir arkadaşım renklerimi değiştirmemin iyi olacağını söylüyor.", "Yazılarım fazla uzunmuş, sence de öyle mi?", "Çok sık paylaşım yaptığımı düşünüyormuş bir takipçim, sence haftada kaç paylaşım yapmalıyım?" gibi..


İster burada, ister günlük hayatınızda olsun; sınırlarınızı korumak ve karşı tarafın o sınırı geçmemesini sağlamak sizin sorumluluğunuzda. Ancak insanları mutlu edecek şekilde davranmak, onların memnun olması sizin sorumluluğunuzda değil. Ruh eşim dediğiniz ideal kitleniz için varlık gösteriyorsanız, bu çemberinizin dışında kalan kimsenin,-hele siz talep etmediyseniz- eleştirilerine uygun davranmak mecburiyetinde değilsiniz. Gelen her talep, öneri, tavsiye ya da eleştiriye kulak astığınızda, motivasyonunuz azalır, kendinizi yetersiz hisseder ve kıyaslamalara başlarsınız. Bunun sonucunda, kendinizi azaltarak, duygu ve düşüncelerinizi filtreleyerek, cümlelerinizi kısaltarak olduğunuzdan başka birine dönüşür, bir süre sonra da uğraşmaktan vazgeçersiniz.


Sınırlar hakkında bilmeniz gereken her şey

Sınırlarla ile ilgili detaylı bilgi vermeden önce "sınır" ne demek, onu anlayalım: Sınır, sizin kendinizi ortaya koyuşunuz, değerleriniz, prensipleriniz veya kendinizi her anlamda güvende hissetmek için yarattığınız çizgilerinizdir.


 

Sınırlar ne işe yarar?

Sınırlar bizi özgürleştirir ve kim olduğumuzu, neye inandığımızı olduğu gibi ortaya koymamızı sağlar. Böylece herkesi memnun etmeye çalışmadan ruh eşi kitlemize yönelik şekilde görünür olabiliriz.


"Telefon numaranızı alabilir miyim?" diyen bir takipçiye, eğer bunu tercih etmiyorsanız kibarca söylemeniz, sınır koymaktır. Oysa kırmamak için bir kereye mahsus telefon numaranızı verdiğinizde, ileride size ilgisiz saatlerde telefon ettiğinde öfke hissedebilirsiniz. Sınırlarımız çok esnek ya da çok katı olduğunda insanlarla problem yaşayabiliriz. Sınır koymak asla duvar örmek anlamına gelmez, yalnızca kişisel alanımızı korumak amacını taşır. Odağımız, herkesi memnun etmek yerine değerlerimiz ve amaçlarımız olur.


Sınırlarımız olmazsa ne olur?

Sınırlarımızı sağlıklı çizip koruyamazsak, hak ve sorumluluklarımızı bilemeyiz. Kurban psikolojisine girerek aldığımız kararların sorumluluğunu başkalarında arayabiliriz. İnsanların bize verdikleri tavsiyeleri, fikirleri "değerler" süzgecinden geçirmeden, onların alanımızda uzman olup olmadığını bile düşünmeden dinleyip uyguladığımızda, aldığımız sonuçlar yüzünden onları suçlayabiliriz.


Çok mu fotoğraf paylaşmışım?

Bu renkler çok mu cansızmış?

Çalışmamın ücreti pahalı mıymış?

Biraz daha az mı paylaşım yapsaymışım?

Biraz daha kısa mı yazsaymışım?

Kimler, neler yapıyormuş?


Sosyal medyada içerik üretenlerin bence en önemli sorunlarından biri algoritmaya, ailelerine, arkadaşlarına, iş arkadaşlarına kendilerini beğendirmek ve onlardan onay almak zorunda hissetmeleri. Hayır, böyle bir mecburiyetiniz yok! Sınır ihlaline sürekli izin verdiğimizde motivasyonumuz düşer, kendimizi özgür ifade edemez hale gelir ve bu mutsuzluk yüzünden odağımızdan ve kendimiz olmaktan uzağa düşeriz. Sizi gerçekten siz olduğunuz için, çalışmalarınızı ve paylaştıklarınızı değerli bulduğu için takip edenlerin dışında kalanlar sizinle yolculuk etmemekte özgürler.


Siz de kendiniz olmakta özgürsünüz!


5 Adımda sağlıklı sınırlar oluşturun!

  • Hayır demeyi öğrenin: Herkesi memnun edemeyeceğinizi ya da herkese yardım edemeyeceğinizi fark edin. Hayır demek başlarda kolay olmayabilir. O zaman karşı tarafa size uyabilecek başka bir alternatif sunabilirsiniz.

  • Talep etmediğiniz geri bildirimleri ve tavsiyeleri nazikçe reddedin: Birinden geri bildirim istemediyseniz, size önerilerini, eleştirilerini dinlemek zorunda değilsiniz.

  • İdeal kitlenizin dışında kalan ya da sizden daha fazlasını başarmamış insanları dinlemeyin: Yaratıcı olmanın, üretken olmanın zorluğunu yine ancak üreten biri anlar. Sosyal medyada hiç içerik üretmeyip sadece tüketen, alanınızla ya da online dünyayla ilgili uzmanlığı olmayan, ulaşmak istediğiniz kitlenin dışındaki insanların sizi yolunuzdan alıkoymasına ya da yetersiz hissettirmesine izin vermeyin.

  • Diğer talep, eleştiri ya da tavsiyeleri değerlerinize uygun olup olmadığına göre değerlendirin: Kararsız kaldığınız, birinin aklınızı karıştırdığı durumlarda kılavuzunuz sadece kendi değerleriniz olsun.

  • Zihninizi, vücudunuzu, kalbinizi ve ruhunuzu dinleyin. Yanlış ve doğru için kılavuzunuz kendinizsiniz: Sınırlarımız ihlal edildiğinde içimizdeki ses bizi sürekli eleştirmeye başlar. Fiziksel birtakım rahatsızlıklar hissedebiliriz ya da kaygı, kaçınma, öfke gibi sonuçlarla karşılabiliriz. Bu sinyalleri önemseyin ve sınırlarınıza sahip çıkın.

Kendinizi sevmek, sınırlarınızı ve haklarınızı bilip korumakla başlar. Psikoterapist Judith Belmont, “Haklarınızı bildiğiniz zaman, ‘hayır’ demenin bir suç olmadığının farkına varacaksınız.” diyor. Şimdi bunu düşünün: Kendiniz olmaya cesaretiniz var mı?

Comments


© İlkim Kocamaz

bottom of page