Müzisyenler markalaşmak için sosyal medyayı nasıl kullanmalı?
- İlkim Kocamaz
- 9 Kas 2018
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Tem 2021

İnternetin kargaşalı gündeminde ürettiğiniz müzik gerçekten insanlara ne kadar ulaşıyor? Müziğin artık birçok platformdan erişilebildiği, bu nedenle dijital satışların bile azaldığı internet çağında, müziğinizle var olmak için avantajlarınız da olduğunu biliyor musunuz?
Müzik uzun yıllardır bir ürün olmaktan çıktı, bir deneyim halini aldı. Annelerimizin, dayılarımızın merakla beklediği plakları koleksiyonlarına eklediği çağ geride kaldı. Artık müziğe her yerden erişebiliyor, dünyanın her köşesinde yayınlanan albümleri ücretsizce dinleyebiliyoruz. Bundan dolayı dünya çapındaki müzisyenler, müzikten hayatlarını kazanmak için ürün değil deneyim pazarladıklarını farkederek dijitalde markalaşma yoluna gidiyor.
Markalaşma, sanatçılar için etkili bir pazarlama aracıdır: Hikayenizi sizi diğer müzisyenlerden ayıracak şekilde anlatarak hayranlarınızla bağ kurmanızı sağlar. Kısaca markanız, hikayenizdir. Sizi motive eden, size ilham veren, sizi farklılaştıran yönlerinize odaklanarak kendinize şu soruları sorun:
Bir sanatçı olarak sizin için en önemli değerler neler?
Size ne ilham verir?
Kişisel tarzınızı tanımlamak gerekse neler söylersiniz?
Canlı performansınızı izlemeye gelenlerin neler söylemesini istersiniz?
Sosyal medyada paylaşımlarınızdaki iletişim diliniz, müziğiniz ve paylaştığınız içerikler bir bütün olarak dijital markanızı temsil eder. Paylaştığınız, yayınladığınız, destek olduğunuz her bir içeriği değerlerinizi ve marka kimliğinizi yansıtacak şekilde seçmelisiniz.
Kendinizi bir müzisyen olarak ne kadar tanırsanız, o kadar iyi müzik yaparsınız.
Kendinizi bir marka olarak ne kadar iyi tanırsanız, hayranlarınız da sizi o kadar doğru tanır.
Yakın ilişkiler geliştirin
Amerikalı sosyolog-yazar Philip Cohen, "Ünlüler, kendi markalarını yaratmak için sosyal medyayı nasıl kullanmalı?" başlıklı yazısında, en temel yöntem olarak hayranlarla yakın ilişki kurmanın kullanıldığını belirtiyor. Özellikle Twitter ve Instagram'da hayranlarıyla etkileşim içinde olan sanatçılar, "Bizim gibi bir insan" algısını oluştururken, kişisel yanıtları ile hayranlarına mutluluk veriyor ve marka sadakatini güçlendiriyor.
Doğal olun
İnsani yönünüzü göstermek de, markalaşmanın bir parçası. MIDiA adlı şirketin yaptığı müzik araştırması hayran kitlelerinin müziği bir şarkıdan daha fazlası olarak tanımladığın ortaya koyuyor. Tüm konserleri takip eden, her ürünü alan ve her projeye gönüllü destek olan "süper hayran" kategorisindeki insanlar, sanatçının hayatını da müziğinin bir parçası olarak görüyor ve ilgiyle takip ediyor: Yani sizi siz yapan her şeyi! Sizi sadakatle sevenler, çayı tek şekerle içtiğinizi bilmekten mutlu oluyor, keman ya da resim dersi aldığınızı öğrenmekten de... Bu yüzden kişisel paylaşımlara da sosyal mecralarınızda mutlaka yer vermelisiniz.
24 saat sizin için çalışan bir medya grubu: Sosyal Medya
Tanıtım açısından bakarsak, kendi işlerinizi, projelerinizi, yer aldığınız organizasyonları duyurmak için 24 saat elinizin altında bir medya olması, kendi PR'ınızı yapmak için büyük bir avantaj. Medya iletişim sponsoruna, basın bültenlerine, geleneksel medya araçlarına ihtiyaç duymadan sosyal medya üzerinden hayranlarınıza direkt olarak seslenerek duyurularınızı gerçekleştirebilirsiniz. Ancak bir sanatçı olarak, marka yönetiminizde en sıkıntı duyacağınız kısım da burası: Yerel bir radyoya, ya da bir AVM'ye konuk olacağınız zaman, onların hazırladığı görsel içeriklere muhtaç oluyorsunuz. Bunların çoğu, profesyonel çizginizi yansıtmayan içerikler... Çalıştığınız bir sosyal medya iletişim ajansınız olmazsa duyurularınızı bu içeriklerle yapmak durumundasınız. Binlerce lira harcanan klip prodüksiyonları ve içinize sinen fotoğraf çekimlerinin ardından yer alacağınız her etkinlikte, başkalarının hazırladığı içeriklerin insafına kalmak, dijital dünyada bir zorunluluk değil, seçim...
Unutmayın, sosyal medya kimseyi beklemez!
Komentarze